12 Haziran 2014 Perşembe

HOŞGELDİN DÜNYA KUPASI


1958 İsveç Dünya Kupası...

Sevinç gözyaşları içinde daha 17 yaşında bir çocuk Brezilya milli takımı ile dünya kupası zaferini yaşıyordu: Pele

1986 Meksika Dünya Kupası...

Yüzyılın golü seçilen ve hafızalardan silinmeyecek olan golde Arjantinli Maradona, orta sahadan alıp sürüklediği topu kaleciyle beraber 5 kişiyi geçerek İngiltere ağlarına bırakır. Bu gol artık dünya kupası ile özdeşleşir.
Bu anları sadece canlı tanıklık edenler değil, dünya kupasına, hatta bırakın dünya kupasını, futbolun azıcık ötesinden berisinden geçen, yaşı yeten, yetmeyen herkes kayıtlardan da olsa görmüştür, izlemiştir.

1990 İtalya Dünya Kupası...

Yine Maradona ama bu kez kaybettiği final sonrası döktüğü gözyaşlarıyla hatırlanacaktı.

1994 ABD Dünya Kupası...

Finalde Brezilya ve İtalya karşı karşıya. Maçın özeti şüphesiz Di Baggio'nun topu havaya gönderdiği penaltı atışıydı.

1998 Fransa Dünya Kupası...

Sömürge ülke Cezayir'de doğup göç eden bir çocuk yıllar sonra Fransa'da cumhurbaşkanlığı teklifi bile almasına neden olacak bir zaferi armağan edecekti göç ettiği Fransa'ya. 1998 Dünya Kupası şüphesiz Zinedine Zidane ismini dünyaya haykıran turnuva olmuştu.

2002 Güney Kore-Japonya Dünya Kupası...

Şüphesiz bizler için derin izler taşıyan, kalp çarpıntılarına, sevinç gözyaşlarına neden olan bir peri masalı. Spiker Levent Özçelik'in sesinin kulaklarımızda hala çınladığı Dünya Kupası.

2006 Almanya Dünya Kupası...

Ve efsane isim Zidane'ın futbola buruk vedası. Materazzi'ye attığı kafa, soyunma odasına giderken yanından geçip gittiği vitrindeki Dünya Kupası...

2010 Güney Afrika Dünya Kupası...

Ben bu kupayı finaliyle değil inanılmaz anlara sahne olan Gana-Uruguay çeyrek finaliyle hatırlıyorum. Bir rüyasını gerçekleştirmeye az kalmış olan Gana'nın kupaya trajik vedasıdır 2010.

Ha, unutmadan tabii ki vuvuzelalar.

1930'dan beri devam eden bir yolculuk, nice zaferler, unutulmayacak anlar, finaller, gözyaşları... Futbolun şiir dili Dünya Kupası.
Bugün yolculuk bir kez daha çalacak düdükle kaldığı yerden bu kez Brezilya'da devam edecek. Bizler dünya kupası tarihine yetişebildiğimiz yerden dokunmaya devam edeceğiz.

Pele, Beckenbauer, Kempes, Maradona, Lineker, Cryuff, Batistuta, Di Baggio, Romario, Zinedine Zidane
Ve kim bilir yıllar sonra bu dünya kupasıyla hatırlanacak olan, kendi hikayesini yazacak olan günümüzün yıldız isimleri.

Yazıyı rengimi belli etmeden bitirmek de olmaz. Her turnuvada benim İngiltere'ye karşı bir sempatim olmuştur. Bildim bileli destekledim kendilerini. Bu turnuvada da gönlüm İngilizlerden yana.

Özellikle bu turnuva Gerrard, Lampard gibi İngiltere'nin efsane isimlerinin muhtemel son Dünya Kupaları olacağı için izlemesi, desteklemesi benim için daha da önemli olacak.

Not: Dünya Kupasının Brezilya'daki protestoların gölgesinde başlayacağını belirtmek gerek. Gerçi Dünya Kupası başlayınca bu protestolar muhtemelen gölgede bırakılmaya çalışılacak ancak şu da düşündürücü ki polislerin sokak çocuklarını katletmelerine varan korkunç iddialar var ortada.
Bu yüzden aklımız sadece kupada değil, bu gelişmelerde de olacak.

Öyleyse bir kez daha açılsın perde!
Hoşgeldin Dünya Kupası.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe