19 Ocak 2015 Pazartesi

UZUN CÜMLELER KURMAK.. BİLEMİYORUM NE ZAMAN?

Uzun zamandır boşluyorum blog'u, farkındayım ve bu farkındalıkla biraz da rahatsızlık duyuyorum. İçime sinen bir durum değil elbet ama bir kere yazma isteği tehlikeli bir şekilde kaybolup cümleler istesem de bir araya gelemeyince istemsizce bir mesafe giriyor araya.

Tabii marifet uzun cümle kurmakta değil, içe sinen cümleler kurmakta. Bu yüzden belki de uzun zamandır yazamadım bir şeyler. Yazmak istedim ama yazmak istediklerim henüz demine ulaşmamıştı. Olgunlaşmamıştı kelimeler kafamda. Bu yüzden istemeden de olsa bekledim. Bir ilham perisi gelene kadar bekledim, bu öz eleştiri yazısına kısmetmiş meğer.

Peki bu yazamama sürecinde hiç yazmaya değer şeyler yapmadım mı? Yaptım elbet.
İzlediğim filmleri yazmayı çok istedim mesela. Hazır ödül sezonunun da içerisindeyken belki sinema ile ilgili çok yazı yazabilirdim ama onlar da kafamda çok dağınık düşünceler halindeydi. Toparlayamadım bir türlü. Bazen yazdım, tekrar sildim. Olmayınca olmadı işte. Gelmedi içten yazmak.

Murathan Mungan; 227 sayfa isimli deneme kitabında çok güzel söyler. ''Yazdığınız yazıyı tamamlamak için acele etmeyin'' der. Yazının bir demlenme süresi olduğundan bahseder. Yazı ile ilgili güzel tavsiyelerde bulunur. Bu aralar sıkça o yazdıkları aklıma geldi benim sıkıcı yazamama sürecimde.

İnsan bazen yalnızca okumak, izlemek, dinlemek istiyor galiba. Bir süre işin seyirci tarafında bulunmak hoşa gidiyor belki de. ''Kolaycılık''denilebilir mi? Belki evet ama bir bakıma da yazı malzemesi için de gerekli.

Neyse, meramımı biraz anlatabildim, içimi dökebildim galiba az da olsa. İyi geldi bu yazı.

Kafamdaki dağınıklık ne zaman toparlanır, bir sonraki yazı ne zamana olur? Cevabını ben de bilmiyorum.

Uzun cümleler kurmak... ''Bilemiyorum Altan, bilemiyorum''

11 Ocak 2015 Pazar

ŞEHİR UYKUDAYKEN...

Gecenin ayrı bir dili, bir ruhu vardır. Başlı başına sükunetiyle farklıdır günün geri kalan zaman diliminden.

Bir de bazı şarkılar vardır mesela.
Gündüz dinlemeye içi gitmez insanın. O şarkıyı dinlemek için gecenin çökmesini bekler.
O melodileri duymak için sükunete ihtiyaç duyar bazen. Şehir uykudayken dinlemek ister.

''Fake Plastic Trees'' de o şarkılardan biri değil mi?


Bumerang - Yazarkafe