4 Mart 2018 Pazar

Oscar goes to.... 90. Akademi Ödülleri

Ödül sezonunun en tatlı, nihai gecesi. Daha adaylar bile açıklanmadan başlayan tartışmalar, havada uçuşan tahminler, “Oscar kim ki ya, ölçüt mü o?” deyip yine de gözünü tartışmalardan alamamalar, aday filmlerin tek tek irdelenişi, çeşit çeşit yazılar, podcast’lar.

Elbette tüm gece sabaha dek süren uykusuz bir maraton. Sabaha karşı da şiş gözlerle, sonuçtan mutlu veya mutsuz şekilde ayrılmak, takip eden hafta içinde sonuçları tartışmak ve bir sonraki seneye kadar beklemek üzere rafa kaldırmak.

Oscar, tam bir şenlik sinemaseverler için. Bir nevi bayram.

Şovuyla, adaylarıyla, ikon isimleriyle tüm gece heyecanla ayakta tutan yılın sinema gecesi.

Akademi ödülleri bu gece, yani pazarı pazartesiye bağlayan gece 90. kez klişe tabirle “sahiplerini bulacak” (Şu bayan Oscar jargonuna da yeni bir çözüm üretmek lazım ya neyse)

Bu gece ne olursa olsun, geçen seneden daha ekstrem, tuhaf bir gece olmayacağı kesin. Ne olmuştu geçen sene? Sinemaseverlerin unutmaları mümkün değil zaten. Tarihi bir geceye (daha doğrusu rezalete) tanık olmuştuk Faye Dunaway ve Warren Beatty’in yanlış anonsu sayesinde.

Bütün bir La La Land ekibi sahnede maskara olmuştu. Üstelik ekip sahneye çıkıp ödülü alıp sevinirken, teşekkür konuşmasını bile yaparken bu rezalet ciddi bir süre düzeltilmemişti. Düzeltildiğinde de zaten çok geç olmuş, Oscar tarihinin en büyük rezaletine imza atılmıştı.

Bu konuda ise Faye Dunaway’in pişkinliği  (O konuda kendisine ben de kırgınım) , Beatty bir şeylerin ters olduğunu sezmesine rağmen, resmen dürtükleyerek “hadi artık açıkla “ gibisinden hareketiyle Beatty’i hataya zorlaması ve rezillik yaşandıktan sonra da tüm topu Beatty’e atması unutulacak cinsten değil.

Her neyse, sevabıyla günahıyla bu gecenin üstünden bir yıl geçti. Peki şaka gibi olan ne? Bu ikilinin bu gece tekrar “En iyi film” ödülünü takdim edecek olmaları. Tahmin etmek zor değil zaten, geçen yıla göndermeler, bayat şakalar sahnedeyken havada uçuşacaktır.
Umarım bu son derece yaratıcı(!) şakayı yapmaktan vazgeçerler.

Gelelim bu yıla. Genel olarak tatmin edici bir ödül sezonu değildi kendi adıma söylemek gerekirse. İnsan, vasat dediği yılları bile özlüyor bu senenin adaylarına bakınca. İyi filmler çıkmadı mı? Var elbette. Zaten alırlarsa onların ödülleriyle teselli bulacağım bir gece olacak.

Fakat tüm bu vasatlığın aksine oyuncu kategorilerinde alması muhtemel isimleri düşünmek heyecan verici. Yıllardır içimizde ukde kalan Gary Oldman’ı gecenin sonunda elinde Oscar’ı ile görmek ve Frances McDormand’in ikinci Oscar’ını alması gibi güzel ihtimaller var.

Kategorilere göz attığımızda fazla sürprize açık bir kategori yok gibi. Ana dalların çoğunda favori isimlerin almasına kesin gözüyle bakılıyor.
Bence yabancı dilde en iyi film dalı, ana kategorilere göre daha nitelikli ve çekişmeli. İbreler Zvyagintsev'in Loveless'ından yana olsa da Altın Palmiyeli The Square ve çok sevdiğim Macar Sinemasından On Body and Soul da Loveless'i zorlayacak filmler.

Gelelim Kim alır/Kim almalı kısmına. Belirttiğim gibi ana kategorilerde sürpriz pek görünmediği için benim de tahminlerim çoğunlukla aynı yönde. İşte benim kim alır/kim almalı listem:

En iyi film:
Kim alır: Three Bilboards Outside, Ebbing Missouri
Kim almalı: Three Bilboards Outside, Ebbing Missouri

En iyi yönetmen:
Kim alır: Guillermo Del Toro (Shape of Water)
Kim almalı: Christopher Nolan (Dunkirk)

En iyi erkek oyuncu:
Kim alır: Gary Oldman (Darkest Hour)
Kim almalı: Gary Oldman (Darkest Hour)

Gary Oldman'ı Darkest Hour'da gördüğüm an, şu performansı gördükten sonra, ''kim başka bir adayı favori olarak gösterebilir ki?'' diye düşündüm. Film, zaten tamamen Oldman'ın sırtında ilerliyor ve Oldman da filmin kendisine bıraktığı alanı sonuna kadar değerlendiriyor.

En iyi kadın oyuncu:
Kim alır: Frances McDormand (Three Bilboards Outside, Ebbing Missouri)
Kim almalı: Frances McDormand (Three Bilboards Outside, Ebbing Missouri)

Ekstra bahsetmeye bile gerek yok aslında. Frances McDormand ikinci Oscar'ına sadece birkaç saat uzaklıkta. Sonuna kadar hak ettiği bir ödül.

En iyi yardımcı erkek oyuncu:
Kim alır: Sam Rockwell (Three Bilboards Outside, Ebbing Missouri)
Kim almalı: Sam Rockwell (Three Bilboards Outside, Ebbing Missouri)

En iyi yardımcı kadın oyuncu:
Kim alır: Allison Janney (I, Tonya)
Kim almalı: Allison Janney (I, Tonya)

En iyi animasyon:
Kim alır: Coco
Kim almalı: Loving Vincent

Loving Vincent, son yıllarda izlediğim en incelikli, en farklı animasyon. Sadece animasyon değil, bir yapım olarak bakıldığında bile göz kamaştırıcı. Anlamsız şekilde Coco'nun arkasında kalmasına üzülüyorum. Bir sürpriz olur mu, sanmıyorum ama ola ki alırsa gecenin en çok sevineceğim ödüllerinden biri olur.

Yabancı dilde en iyi film:
Kim alır: Loveless
Kim almalı: On Body and Soul

Gecenin en çetin ceviz yarışı ve şüphesiz adayları diğer ana kategorilerden daha nitelikli kategorisi. Rusların Nuri Bilge Ceylan'ı ilk Oscar'ını alır mı göreceğiz fakat iki yıl önce eğer Son of Saul ile Oscar Macarlara gitmemiş olsaydı kesinlikle On Body and Soul'un adayların arasından sıyrılacağını söylerdim.

Belli başlı kategorilerde tahminlerim böyle. Geceden en büyük ama gerçekleşme ihtimali düşük olan isteklerim ise, yönetmenlik dalında Nolan'ın Oscar'ı alması, On Body and Soul'un Macarlara ikinci Oscar'ı getirmesi. Loving Vincent'in animasyon ödülünü kazanması.

Ayrıca umarım politik doğruculuk ayağına Get Out'un ödüllere boğulmayacağı bir gece olur.

Herkese iyi seyirler.



2 yorum:

  1. vouuw... filmler dısında tüm tahminleri 12'den vurmussun..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sürprize açık bir durum yoktu aslında, zaten büyük favorilerdi, aylardır konuşuluyorlardı. Film dallarında da iki ihtimalden biri kazanmış oldu. En iyi film dalında da Three Bilboards’un karşısındaki en büyük rakip olan The Shape of Water aldı.

      Sil

Bumerang - Yazarkafe