23 Ocak 2021 Cumartesi

BİR YAZAR BİR KİTAP: SINIR- AVRUPA'NIN KIYISINA YOLCULUK

 "Bulgaristan taşrasının kadınlarının gözlerinde çok farklı bir bakış olurdu: Gerçekleşmemiş beklentilerin , ulaşılamamış hayallerin hüznü. Trakya'nın Türk erkekleri içine kapanık ve ihtiyatlıydı, gözleriyse hüzünlü. Bulgar suretleriyse şüpheci, saldırgan ve alkolik. Istranca sınırını geçip geçmediğinize dair şüpheye düşecek olursanız (ne de olsa dağlar aynı dağlar, yemekler aynı, harap haldeki dişler aynı), insanların gözlerine bakmanız yeterliydi. Hangi devletin taşrasından oldukları ortadaydı" 


Saltokur yayınları henüz bir yıldır edebiyat yayın dünyamızda yerini alan ve bence daha şimdiden nitelikli eserleri dilimize kazandırmış bir yayınevi. 

Bulgar yazar Kapka Kassabova'nın "Sınır: Avrupa'nın Kıyısına Yolculuk" adlı eseri de bu nitelikli eserlerden bir tanesi. Yanlış bilmiyorsam Türkçede ilk kez okurlarla buluşuyor, Seda Çıngay Mellor'un özenli çevirisiyle. 



Kapka Kassabova 1973 Sofya doğumlu Bulgar bir yazar. 90'ların başında, Bulgaristan'da esen tedirgin rüzgarların ortasında ailesiyle birlikte Yeni Zelanda'ya göç ediyor ve çok uzun yıllar Bulgaristan'a uğramıyor. 


İşte bu kitabın çıkış noktası da yıllar sonra Kassabova'nın, doğduğu topraklardaki sınır hikayelerini dinlemek amacıyla yeniden Istrancaların eteğindeki coğrafyaya adım atması.

Bulgaristan-Türkiye, Bulgaristan-Yunanistan sınırındaki soğuk savaş hikayeleri, umuda yolculuk ederken kaybolanların, devlet eliyle öldürülenlerin ve ölüm sebebi gizlenenlerin hikayelerini dinliyor ve kıymetli bir çalışmayla kağıda döküyor Kassabova. Hemen yanıbaşımızdaki, sanki bir başka ülkeye aitmiş gibi ama hepimizin aşina olduğu insanların hikayeleri bunlar. 


Olmayan çocuklar için oyun parkı yapan bir belediye başkanı, ailelerine trafik kazası gibi uyduruk sebeplerle ölümleri bildirilen, sınırı geçmeye çalışan Alman gençler, Burgaz Hapishanesi, oğlu yeni isim alıp kalmayan isteyen, Türkiye'ye geçmek istemediği için oğlunun boğazını kesen bir baba ve daha akla kazınan, unutmaktan korktuğum onlarcası. Kitabı okurken şunu düşünüyor insan: Bunların hiçbirini unutmamalıyım, asla unutmamalıyım.


Kapka Kassabova sınır köylerini, unutulmuş yerleri geziyor, buralarda konaklayıp insanların hikayelerini dinliyor, bir nevi aracı oluyor o hikayelere.

Sınıra kurban vermiş insanların hikayelerine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe