31 Aralık 2013 Salı

2013 GERİDE KALIRKEN

Yaşadığımız 365 gün, bugün itibariyle sona ererken, bu yılın bir kritiğini yapmak, biraz ortaya karışık her konudan aklıma kazınanları derlemek istedim. 2013 sinemasına dair biraz daha altını çizmek istediklerim de vardı, onları da araya sıkıştırmak istedim.

Şüphesiz bu yıl, sosyolojik olarak da birçok unutulmayacak olay yaşadık. 2013; Türkiye için şüphesiz Gezi Parkı Direnişi ile hiç unutulmayacak bir yıl oldu. 7 gencecik can ise hayata veda etti, arkalarında yarım kalmış yaşamlarını, söylenmemiş sözlerini bırakarak.

Sinema, Tiyatro, Müzik dünyasından da birçok kayıp verdik.
Tuncel Kurtiz, Nejat Uygur, Osman Gidişoğlu, Zafer Önen, Ferdi Özbeğen, Tekin Akmansoy, Metin Serezli, Müslüm Gürses, Dinçer Çekmez, Adnan Şenses ve daha şimdi aklıma gelmeyen sanatına, mesleğine gönül vermiş isimleri ebediyete uğurladık.
Mekanları cennet olsun.

Biraz da edebiyattan bahsetmek istiyorum. Bu yıl içerisinde çıkan ve içime işleyen iki kitaptan söz etmeden geçemeyeceğim: Ercan Kesal'ın Peri Gazozu ve Mahir Ünsal Eriş'in Olduğu Kadar Güzeldik kitapları bu yıl satırları zihnime işleyen iki yerli eser oldu. Benden küçük bir tavsiye olsun isterim.

Müzik dünyasında ise Ağustos ayında Roger Waters Türkiye'den geçti, Depeche Mode tam geldiler derken yine direkten döndüler.

Ve apar topar özet niteliğindeki bir girişten sonra sözüm dönüp dolaşıp sinemaya geliyor. Bu yıl için küçük bir sinema değerlendirmem olacak.

Önce bu yılın pek saklı kalmış, benim gönlümdeki gizli şampiyonunu açıklayayım: Disconnect
''2013'ün en iyileri'' listemde de bir numarayı layık gördüğüm Disconnect, bu yılın izlemeye değer filmlerinden.

2013'de fragmanını en çok tıkladığım ve henüz izlemek için 17 Ocak'a kadar bekleyecek olduğum filmi: Inside Llewyn Davis
Coen Kardeşlere güvenim tam diyor ve bekliyorum.

Nazarımda 2013'ün hayal kırıklığı yaratan filmi: Man of Steel
7 yıl aradan sonra gelen bir Superman filmi ne yazık ki benim açımdan beklediğime değmedi ve hüsranla sonuçlandı.

2013'ün en kafa açan filmi, samimi çifti olarak tabii ki Before Midnight'ı seçtim.

2013'ün genç oyuncuların performanslarıyla dikkat çeken filmi ise: The Perks of Being a Wallflower 
Ve tabii son yıllardaki yükselişiyle gelecekte adından çok söz ettirecek olan genç oyuncu: Ezra Miller

Bu yılın en sevdiğim animasyonu ise ''Monsters University'' oldu. 11 yıl aradan sonra dönmüş olan Canavarlarımızı çok özlemişim.

2013'ün yarısında kapattığım filmi: Internship
Bilemiyorum, bir türlü sarmadı beni. Hikayede klişelerle dolu olunca kapatmam kaçınılmaz oldu.

2013'ün sevdiğim bir oyuncuyu kalitesiz bir yapımda görmenin hüznünü yaşatan filmi (Evet, tuhaf bir kategori oldu) : Closed Circuit
Ne işin vardı burada Eric Bana diyor ve susuyorum.

2013'ün ayakları yerden kesen, uzaya çıkaran filmi: Gravity

2013'ün olmasa da olurmuşu: Now You See Me
Sürpriz son yapmaya kasayım derken yer yer kopan, güzel bağlanamayan bir filmdi.

2013'ün dünyayı kurtaran, iyi aile babası kontenjanındaki aktörü ise World War Z'deki rolüyle: Brad Pitt

Evet, geyik niteliğindeki birkaç kategoriden sonra ciddileşelim ve ağır top kategorilere geleyim.

2013'ün benim için en iyi performansı: Jagten'deki Lucas karakterine hayat veren Mads Mikkelsen oldu.

Son olarak ise yılın dram filmi: Jagten 
2013 yapımı bazı iddialı filmleri henüz izleyemediğim için 2013 Türkiye vizyon takvimi ile sınırlı tuttum.

İyi yıllar, iyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe