12 Aralık 2015 Cumartesi

BLOGCUNUN NOT DEFTERİ (2015-12.12)

YARATICI, DİNAMİK BİR UYARLAMA: STEVE JOBS

2011'de yaşamını yitiren, teknoloji dünyasının yenilikçi ismi Steve Jobs'un hayatı; 2013 yılında, fiziksel benzerliğiyle de dikkat çeken Ashton Kutcher'ın başrolünde yer aldığı Joshua Michael Stern filmi ''jOBS'' ile beyazperdeye taşınmıştı.

İki yıl sonra ise, şimdi Danny Boyle'un yönetmen koltuğunda oturduğu, senaryosu Aaron Sorkin'in güçlü kalemine teslim edilen, Walter Isaacson'un aynı adlı biyografisinden uyarlanan etkileyici bir yapımla bir kez daha beyazperdeye taşındı. Bu kez çok farklı.

Hiç lamı cimi yok, muazzam bir uyarlama olmuş.
Film, Jobs'un kariyerine genel bir bakış atmaktansa, kariyerinin özel anlarına yoğun bir anlatımla yaklaşmayı seçmiş ve nefis olmuş. Seri diyaloglar, bir an düşmeyen tempo, karşılıklı döktüren performanslar.
Bu sayede ve tabii ki Sorkin'in elinden çıktığını belli eden diyaloglarıyla 2013 yapımı jOBS'un çok önünde bir film olmayı başarıyor. Adeta uyarlama böyle olur dedirtiyor.

Zaten Aaron Sorkin'in diğer işlerine aşina olanlar, bu filme de zorlanmadan, daha ilk dakikadan adapte olacaklardır. Filmin dokusuna hakim olan Sorkin etkisi kendisini öyle belli ediyor ki, kalemiyle filmin, yönetmenin, oyuncuların önüne geçiyor Sorkin. Böyle bir muazzam etkiyi de Sorkin'den başkası bırakamazdı. Bu film ne Boyle ne de Fassbender filmi. Tam olarak Aaron Sorkin şaheseri diyebiliriz.

Performanslara gelirsek; Michael Fassbender kusursuz bir Steve Jobs portresi sunuyor. Kıvrak zekası, hırsı, zaafları, dakikliği ile etten kemikten bir Jobs olmayı başarmış. Bu ödül sezonunda adını çok duyacağız gibi. Nitekim, geçen gün açıklanan Altın Küre ödüllerinde de bu performansıyla aday gösterildi.

Sadece endamı bile yeten Kate Winslet de Fassbender'dan aşağı kalmıyor. Joanna Hoffman rolündeki performansıyla Fassbender'in ekürisi olarak film boyunca şahane bir performans ortaya koyuyor. Fassbender ile olan karşılıklı sahneleri ayrı bir zevkti. Aralarındaki kimya sayesinde, enerji seyirciye de yansıyor.

Son noktada, ''Steve Jobs'' güçlü senaryosu, yönetmenliği ve oyunculuklarıyla bir şov sunuyor. Haftanın  kaçırılmaması gereken vizyon filmi.
İyi seyirler.
Puanım: 8.3

CEMİL KAVUKÇU'DAN YENİ KİTAP: O VAKİT SON MİMOZA

Türk edebiyatında öykü denilince akla gelen ilk isimlerden biri şüphesiz Cemil Kavukçu.
Ve yine şüphesiz, yeni kitabı ''O Vakit Son Mimoza'' ile bir kez daha okurun yüreğine işleyecek.

''İçeri girdiğimizde boş gözlerle tavana bakıyordun. Sonra bize döndün, gülümsemeye çalıştın. Sana başka bir gözle bakıyordum artık. Yalnız ben değil, hepimiz öyle bakıyorduk. Bizi kandırmıştın. Ama en acısı, hiçbir şey olmamış, hastaneye yatacağın güne kadar gizli gizli içmemişsin gibi kandırmaya devam ediyordun. Ne yapabilirdik? Bu koşullarda kızamaz, eleştiremez, kalbini kıramazdık. Olan olmuş, her şey bitmişti artık.

O Vakıt Son Mimoza, Cemil Kavukçu'nun belki en hüzünlü kitabı. Alkol bağımlılığı nedeniyle hastaneye yatırılmış bir dost, zaman kavramını yitirmiş yaşlı bir anne, batmak üzere bulunan, hedefsiz, menzilsiz bir gemiye toplanmış düşsel çocukluk kahramanları… Kavukçu'nun, yaşamı her yönüyle kavrayan, her duygunun hakkını veren öykülerinde sıra hüzünde… Ama okuyunca göreceksiniz; en umutsuz anlarımızda bile bahçemize bir fidan diker, bir sokak hayvanıyla dost olur, ölüm döşeğinde gülümseriz. Çünkü insan asıl umudunu kaybettiği zaman ölür. ''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe