7 Eylül 2018 Cuma

PAL SOKAĞI'NDA BİR GÜN

Bazı anlar var. Hemen üstüne yazamıyorsun, yazmak istemiyorsun. Zihinde demlenmeye bırakıyorsun. Aradan bir süre geçtikten sonra dönüp baktığında çok daha büyüleyici geliyor insana.

8 Haziranda oradaydım, Budapeşte'de. O çok görmek istediğim sokağı görmemin üstünden üç ay geçmişken şimdi yazabilirim sanırım.

Tam da bu an içindi her şey. Bütün o kilometreler, yollar, hatta bütün o yurtdışına çıkma isteği. Bir gün bu sokağa gelebilmek içindi. Küçük bir çocukken, o kitabı okurken hayalimde canlandırdığım o sokağı görebilmek için.


Nemeçsek'in, Boka'nın, Gereb'in, Kolnay'ın yanındaydım. Çocukluk arkadaşlarımın, beni büyüten hikayenin kahramanlarının yanındaydım. Pal Sokağı Çocukları'nın yanında.


Öylesine gerçek, öylesine hayal ettiğim gibiydi ki sanki birazdan Budapeşte'de gün batarken biz arsamıza koşacağız, Kırmızı Gömleklilere karşı savunacağız oyun alanımızı. 
Yanlarından güçlükle ayrılırken gün batmak üzereydi Pal Sokağı'nda, belki oyun arsaları yenik düşmüştü şehir hayatına ama benim çocukluk arkadaşlarımın anısı orada dimdik ayakta.



Ne demişti Murathan Mungan: "Büyümek gurbete çıkmaktır''
Ne kadar gurbete çıksak da bazı hisler değişmiyor işte, kalıyor baki.
Bir gün, yeniden buluşmak üzere Budapeşte. Çocukluk arkadaşlarıma iyi bak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe